TANIŞMA

 

Öncelikle, genç ve yetişkin olma yolunda pek de emin olmayan adımlarla ilerleyen herkese merhaba. Yirmili yaşlarınızda hayattan ne istediğinizi bulmayı beklerken, onun sizden neler istediğini çözmeye çalıştınız mı? İşte bu blog, tam da bu kafa karışıklıklarını tartışmak için var.

Gençlikle yetişkin dünyası arasında bir yerlerde olduğunu bilen ama nerede olduğu sorulduğunda asla bilmeyen tek kişinin ben olmadığını umarak, bunu tartışabileceğim bir blog açmak iyi bir fikir gibi göründü. Bunun yolu neden önce Youtube gibi bir yerden geçmedi diye soracak olursanız, yazmanın ve yazının gücüne inanıyorum... Dersem inanmayın. Sadece biraz yaşlıyım bunun için.

Hatta şu an, bu blog aracılığıyla ulaşmak istediğim kitlenin bir kısmı için yaşlı diğer kısmı için genç bulunacağımdan da eminim. Merak etmeyin yalnız değilsiniz! -tabii ki de asla kendimi telkin etmeye falan çalışmıyorum- 

Hedef kitlemi belittiğime göre, biraz da amacımdan bahsedeyim; çevremin rızası dahilinde, hepimizin genç-yetişkin bireyler olarak yaşadığı deneyimlerden, varoluşsal sancılardan, -bu kısmı hafif geçmeye çalışırım tekrar terapiye başlamanın lüzumu yok çünkü- ilişki problemlerimizden, gelecek kaygılarımızdan ve bunlar gibi bir ton sorgulamayı, sonuçlarıyla mevcut soru işaretleriyle burada tartışmak istiyorum. -Gerçekten hayat amacımı sorsalar bu kadar uzun açıklayamazdım muhtemelen.-

Yirmili yaşlarının sonuna yaklaşan ama henüz yirmilerinin başında bir çok arkadaşı olan biri olarak 'Nasıl bir yetişkin olucam?' sorusunu daha biz soramadan, hayatın bize sunduğu eğitim programlarını anlamlandırmakla uğraşıyoruz. -bazen gerçekten hayatla sessiz sinema oynamaya benziyor- yaptığımız hatalardan ders çıkarmaya çalışıyor, bu hataların bize ne öğretmek için yapıldığını çözmeye çalışıyor, hatta bazen o "hataların" isimlerini unutuyoruz. -evet o hatalar o hatalar- 

İşin eğlenceli kısmı şu ki, sizi seven ve her şeyle dalga geçebilme potansiyeli olan arkadaşlarınızla bunları yaşamak olayları daha keyifli kılıyor. Bizim deyişimizle 'analiz' dolu sohbetlerimizin keyfini sadece kendimize saklıyor olmak, insanlığa yapılan büyük bir haksızlık olurdu. (Bu kesinlikle benim değil Zehra'nın cümlesi.) 

KISACASI! 

Sizlerle genç-yetişkin olma yolunda hepimizin zaman zaman ne yapacağını bilemediği, bazılarının evlenirken bazılarının okul bitirmeye çalıştığı, otuzlara gelmeden boşananların olduğu, bazılarının da hala bir flörtü bile olmadığı -güncel ilişki kurma zorluklarından ayrıca ve zevkle bahsedeceğim- hakkında bolca tartışmaların ve yorumlarımızın paylaşıldığı köşemde her hafta buluşmak için sabırsızlanıyoru(z)m. -arkadaş yorumları olmadan asla tabii ki- Bu sayfada genç, yetişkin ve genç-yetişkin olan herkese hitap eden bir şeyler çıkacağına eminim. 

O zaman ilk haftanın soruları; hep beraber büyümeye hazır mıyız? Sizin genç-yetişkinlik maceranız nasıl gidiyor? İlk haftanın cevaplarını dört gözle bekliyoru(z)m. 
                                                                        
                                                                            :*


Yorumlar

  1. Genç yetişkinliğe sanırım daha yeni adım atıyorum ve açıkçası zor. İlişki konusunda ne kadar yanlış deneyimlerde bulunsam da neyse ki arkadaş konusunda daha akıllıca davranıp düzgün kişiler seçebilmişim. Böylece bu zor yolda yalnız yürümüyorum. Zaman zaman yalnız hissetsem de bu yalnızlığı da olumlu bir yöne çevirip kendimi dinlemeyi başarmayı öğrendim.

    YanıtlaSil
  2. Başarılarımız ve başarısızlıklarımızla yürüyeceğimiz uzun bir yol var önümüzde. Korkuyla birlikte tatlı bir heyecanı da olduğunu inkar edemem. Bu yolu serüvene çeviren yakınlarımızla, bu blogun da hayatlarımıza renk katmasını umuyorum. Hoş geldin 🤍

    YanıtlaSil
  3. Otuzlu yaşlarıma bir adım kalmışken kendimi tanımaya başladığım, hayatta kendime bir yer edinmeye çalıştığım, ergenliğimde ve yirmilerimde asla vermediğim kavgaların hasarlarıyla yüzleştiğim, ama kendim olmaktan kendim için yaşamaktan vazgeçmediğim ve kaybettiğim cesaretimi geri kazandığım bir BEN’den yazıyorum. Yazılarını heyecanla bekliyorum. Sen de hoşgeldin 🤗

    YanıtlaSil
  4. Nasıl uzun zaman olmuş yazdığını okumayalı? .çok zaman ben çok yetişkin az gencim hedef kitlenden sanırım değilim ama bu toplumda ben olmak yer aramak bulmak helede kadın olmak (bu türün genç olanı daha bela geride kalanı insan biliyor )çok zor çok zulm çok acı…ve bunun tamamlanmayan bir süreç olduğunu düşünüyorum yolcunun yola devam ettiğini etmesi gerektiğini biliyorum sonuç halen kendimi arıyorum işim var oğlum var evliyim çok çok yetişkinim ama ben ‘i buldum mu?yada yada toplumda yerimi ? Yada olmam gereken yer bu mu? Grşrz büşra yolun açık olsun

    YanıtlaSil
  5. Az yetişkin çok yetişkin hedefte olup olmamak... Bunlar paylaşımın bahanesi aslında. Yer edinmek değil belki mesele. Biz konuyu çok yanlış anlamış bile olabiliriz. Hatta kendimizi hiç bulamayıp biriktirdiğimiz anıların toplamı olduğumuzu görecek bile olabiliriz. Şimdilik bildiğim tek şey beraber büyüyeceğiz 🤍

    YanıtlaSil
  6. Zamanların en iyisiydi.. zamanların en kötüsüydü… bir cümlenin zaman çizgisinin bu kadar büyük bir kısmını tanımlayacağına asla inanmazdım. Bu gün var olan kişilik bunalımları, zaman çizgisinde bu kadar benzerlik olmasından kaynaklı. Biz insanlar bize dayatılan karşısında, zamanında tepki oluşturma konusunda pek başarısızız. Aradaki 7 farkı(!) bulmak özellikle bu çağda çok daha zor. Geçmişin ayak izleri seni sen yapan, Şu an geleceği yaratan ve elbette yarınlar bu günü heyecanlı kılan. Açıkçası kalıplara sığmayı pek sevmiyorum. Ben sen ne görüyorsan oyum. Ama bana kalırsa çocuksu olan neşe tüm mutluluklardan güzel. O yüzden ben tercih şansı verilirse insanların yüzünde tebessüm oluşturduğunda o çocuksu neşeyi hep içinde taşıyacak kişi olacağım. Süreçler her zaman olacak. Araf her zaman var. Genç-yetişkin… gel biz buna olgunluk diyelim. Çocuk yürekli, yetişkin tipli mahluklar olsun tanımıda 😊

    YanıtlaSil
  7. Büyümek çocuğun hayalidir. Gerçekliğe dönüştüğünde sadece hüzün getirir. İnan bana Özlem duyacağın şeyler büyüme arzundan ve büyümenin getirdiği olanaklardan çok daha değerli. Bence sen asla büyüme. Güzel kalpli insanlar büyümek gibi bir cezayı hak etmiyorlar çünkü. Saygılar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar